Bugüne kadar ne yaşadıysam, ne yaptıysam hep arkasında durdum. Olmayacak bir adam sevdiğimde de durdum, komşularımı dövdüğümde de, saçma sapan bir şey yaptığımda da. Olması gereken de budur diye düşünürüm. Bir şey yapıyorsan, yaşıyorsan ya da söylüyorsan arkasında durman, sahip çıkman gerekir. Arkasında duramayacağın, sahip çıkamayacağın şeyi zaten yaşamazsın, yapmazsın.
Hep bildim ne istediğimi ve bulduğumu düşündüğümde de peşinden gittim. Sormadan, sorgulamadan. Canımın yandığı çok zamanlar olmuştur seçimlerim ya da yaşadıklarım yüzünden. Ama ona rağmen ne kimseye ah etmişimdir ne de canını yakmak istemişimdir. Ben istedim ve yaşadım kardeşim kime neyin ahını edip, kimin canını yakacağım? Yaşadığım gibi sonuçlarına da katlanırım. Kimseye bunu ödetme gibi bir lüksüm olamaz.
Kadınlar ne yazık ki daha güçlüler erkeklere göre, özellikle ilişkiler konusunda. Olacağına dair inancı varsa gider sonuna kadar peşinden, göğüsler pek çok şeyi, yarı yolda bırakmaz sevdiğini. Bittikten sonra da sahip çıkar ilişkisine de sevdiğine de. Aşk ya da sevgi bitse de "insan" olarak verdiği değer bitmez kadında. Ne yaşamış olursa olsun. O adam girmiştir bir kere yüreğine ve kadın istemediği sürece de çıkmaz. Sevgisi şekil değiştirse de kalır o yürekte. Yaşadıklarına saygısından konuşmaz da konuşturmaz da. Her ne yaşamışsa kadın, arkasındadır.
Ama üzülerek görüyorum ki bunu yapamayan çok erkek var. Erkek diyorum çünkü kadınların, en azından benim tanıdığım kadınların hiç birinde böyle bir sıkıntı yok. Erkekler için, bu da yine benim tanıdığım, duyduğum, gördüğüm erkekler için geçerli, aynı şeyi söyleyemeyeceğim maalesef. Hoş, yaşarken arkasında duramayan bir erkekten, bittikten sonra arkasında durmasını beklemek de bizim salaklığımız :) Abi yaşarken sahip çıkamamış ne sana, ne ilişkisine, bittikten sonra mı çıkacak a akılsız kızım? Erkekliğin şanındandır kaçmak da inkar etmek de, hatta arada istediğini alamayınca çamur atanların görüldüğü de oluyor :)
Vardır tabii bunun tam aksi, erkekle kadının yer değiştirdiği durumlar da. İşte o yüzden galiba önemli olan erkek ya da kadın olmak değil, önemli olan adam olabilmek. Adamlık da zor zanaat, hele bu devirde. Herkesin bu kadar bencilleştiği, amaçların başkalaştığı, ne istediğini bilmeyenlerin sayısının gün geçtikçe arttığı, istediği olmadığında bambaşka hallere bürünenlerin çoğaldığı böyle bir dönemde adam olabilmek gerçekten zor.
Adam olmaya çalışırken de şunu unutmamak gerek; yaşadıklarındır seni sen yapan, sana değer katan. İyisiyle kötüsüyle ne yaşadıysan sensindir o. Kimse kimseye zorla bir şey yaptırmıyor ki, herkes istediği, inandığı şeyi yaşıyor yanlış da olsa. Yaşıyorsan sonuçlarına da katlanırsın ve öğrenirsin sana kattıklarının yanında ,senden götürdükleriyle yaşamayı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder