Sabah uyandım hava gene kapalı, gene kasvetli. Yerler geceden yağan yağmurdan ıslak. İnsanların yüzlerinde bir mutsuzluk, bir umutsuzluk hali var gene. Zaten sıkıcı ve zor olan hayatlar böyle havalarda iyice çekilmez oluyor galiba. Güneş yüzünü gösterdiğinde bir anda değişiyor insanların yüzleri, kendimden biliyorum. Kesinlikle daha mutlu biri oluyorum ben güneşli günlerde. Enerji topu oluyorum, elimde değil :) O yüzden parası neyse vermeye razıyım valla yaz gelsin diye.
İş yerine geldiğimde sabah kahvemi alıp gaz odasına geçtim. Bir elimde kahvem bir elimde canım sigaramla camdan bakmaya başladım. Aklımda çocukluğumdan kalma bir şarkı " Yağmur yağıyor, seller akıyor, Arap kızı camdan bakıyor". Bu arada buradaki kız niye Arap kızı o da ayrı bir merak konusudur benim için. Bir ara her şeyi bilen yüce varlık Google'a sormak gerek bunu da ;)
Öyle camdan bakıp, güneşli günlerin hayalini kurarken ve bugün hiçbir şey yapmak istemediğimi düşünürken, çok sevdiğim bir kız arkadaşım aradı. Sesi mutsuz, ağlamaklı. Birisi canını sıkmış fena halde, hem de doğum gününde. Konuştuk uzun uzun. Bak yeni yaşında temizlendin, bir yükten daha kurtuldun dedim. Unutma sen çok değerlisin o yüzden boş ver, o da olmuyorsa s*kt*r et dedim.
Arada bir ne olacağını düşünmeden, elalem ne der diye düşünmeden yaşamak gerek, kafana estiği gibi, içinden geldiği gibi
Arada bir etrafındaki herkesi unutup sadece kendin için yaşamak gerek
Arada bir yaptıklarına ya da sana yapılanlara anlam yüklemeden, olduğu gibi kabul etmek gerek
Arada bir her şeyi geride bırakıp gitmek gerek
Arada bir taş atıp camı kırmak gerek
Arada bir okul asar gibi işi asıp aylak aylak sokaklarda dolaşmak gerek
Arada bir gözlerini kapatıp hayallere dalmak gerek
Arada bir kafa nereye, biz oraya diyip yola çıkmak gerek
Arada bir içip içip sarhoş olmak gerek
Arada bir sövmek gerek, önce gelmişine, geçmişine sonra da gidişine
Arada bir boş vermek gerek her şeyi, boş veremiyorsan s*kt*r et demek gerek
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder