Bu yaşıma kadar pek çok şey yaşadım, gördüm. "Bundan daha kötüsü ne olabilir ki" dediğim çok zor zamanlarım oldu ama o zamanlar bile bu kadar umutsuz, bu kadar yılgın değildim. Belki gençliğin verdiği enerjiden olsa gerek "önümde daha uzun yıllar var, nasılsa olur, nasılsa yaparım" derdim hep. Hayatımın sonuna gelmedim elbette alt tarafı ortalarındayım ( bir aksilik olmazsa, erken göçmezsem öteki dünyaya ;) ) ama ruhum çok yorgun ve yılgın en çok da kırgın biraz da kızgın...
Hayatın kendisine kızgınım mesela. Kimilerine bol keseden verip kimilerine gösterip de vermediği için. Bazıları dert tasa nedir bilmezken bazılarının sıkıntılarla uğraşmaktan nefes almaya vakit bulamadığını gördüğüm, yaşadığım için. Bazıları parayı harcayacak yer bulamazken, bazıları yiyecek ekmek bulamadığı için kızgınım hayata. İnsanlara adil davranmadığı için kızgınım...
İnsanlara da kızgınım ama kırgınlığım daha ağır basıyor. Benim kızgınlığım saman alevi gibi, bir anda parlıyor aynı hızla da sönüyor. Ama kırgınlığım hiç geçmiyor ne yazık ki. Sevdiğim insanların beni hayal kırıklığına uğratmalarına, bilerek ya da bilmeyerek üzmelerine, "her zaman yanındayım" deyip hiç olmamalarına, yalandan sevgi gösterilerine, sahte ilgilere dayanmıyor artık benim yüreğim...
Bütün bunların yanında ruhumu en çok yoran da içinde birinin bıraktığı boşlukla yaşamak ve onu özlemek. Bazı insanların boşluğu ne yazık ki dolmuyor kolay kolay. Doldurmak için, unutmak için ne yaparsan yap bir yanın hep eksik kalıyor. Bıraktığı boşluk dolacağına daha da büyüyor, özlem azalacağına çoğalıyor sanki. Bütün yorgunlukların üstüne bir de özlemek girince devreye ben nasıl baş edeceğimi bilemiyorum bu duyguyla. Zaten baş edecek enerjim de yok ki. Ya birisi gelip dolduracak onun açtığı boşluğu ki bu zor bir ihtimal yüreğinde birisi varken ya da zamanla kendi kendine kapanmasını bekleyeceksin. Ne zaman kapanırsa artık...
Laf olsun diye değil bu söylediğim, bildiğin iliklerime kadar özledim. Şimdi karşımda görsem konuşmadan ağlayacak kadar özledim. Rüyamda görüp rüya bitmesin diye uyanmayacak kadar özledim. Yağmurda sırılsıklam olduğumu anlamayacak kadar özledim...
Keşke ben de bazıları gibi her gidenin yerine bir yenisini koyabilseydim kolayca ya da sevmemeyi öğrenebilseydim. O zaman ne özleyecek biri olurdu hayatımda ne de kapanmayan yaralarım...
Zamanı geldiğinde unutuluyor ama o arada verdiği acı, bıraktığı iz hep kalıyor. Zaman sadece birazcık zaman, Sezen ablam öyle diyor.
YanıtlaSilZaman bazen azaltacağına çoğaltıyor sanki ama başka bir ilaç ta yok haklısın...
YanıtlaSil