Bitmeyen bir aşk istiyorum tıpkı annemle babamın aşkı gibi.
Ben de istiyorum ben üzüldüğümde uykuları kaçan, başımdan günlerce ayrılmayan, iyi olayım diye gözümün içine bakan bir eş...
Yaşlandığımda bana baksın diye çocuk isteyenlerden değilim ama evet, yaşlandığımda elimi tutacak bir sevdiğim olsun istiyorum.
Her şeye rağmen birbirlerinin gözlerinin içine bakmalarını, tüm zorlukları öyle ya da böyle birlikte aşmalarını, el ele verdikleri mücadeleyi imrenerek seyrediyorum her defasında.
Aradan geçen 43 seneye ve onca sıkıntıya rağmen insanların anneme "aşk böyle bir şey işte" demesini seviyorum...
Hayatları boyunca hep mücadele etmek zorunda kaldıkları için mi böyle düşkünler acaba birbirlerine diye düşünüyorum zaman zaman. Zor kazanılan, emek verilen şeyler her zaman daha kıymetlidir ya. Şimdiki aşklar da o yüzden yalan olup gidiyordur belki. Kolay ve zahmetsiz olduğu, kazanmak, kalmak için mücadele edilmediği için kaybetmek de zor olmuyor.
Sadece arkadaşlar, dostlar değil sevgililer de ayrılıyor artık iyi gün sevgilisi, kötü gün sevgilisi diye. Sen mutluyken, iyiyken yanında kalanlar kötü günlerinde yok oluyorlar bir anda tam da olmaları gereken zamanda. Kimse kimsenin derdine ortak olmak, yarasına merhem olmak istemiyor artık. Herkes vur patlasın çal oynasın derdinde. Eğlenmeye adam çok ama iş birlikte üzülmeye gelince her yer çıkmaz sokak...
Yalnızlığa mecbur kalışlarımız da, aşka inancımızın yitişleri de bu yüzden işte... Sadece iyi günümüzde değil kötü günümüzde de bizimle kalacak, bizimle mücadele edecek birileri kalmadığından, insanlığımızı çıkarlarımıza kurban verdiğimizden...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder