O kadar çok iki yüzlü, yalancı ve sahte insan var ki etrafımda artık ne midem kaldırıyor ne de ruhum. Kimse içindekileri karşısındakinin yüzüne söyleyebilecek cesarete sahip değil ne yazık ki. Herkes birbirinin ardından konuşuyor anca.
Tamam, anladım cesaretin yok ve yüzüne söyleyemiyorsun ama bari yalaka olma. Arkasından ana avrat küfrettiğin birinin yanındayken bir mesafen olsun. Hem söveceksin hem de yalayacaksın yok böyle bir dünya! Lafa gelince mangalda kül bırakmayanlar iş icraata gelince yalanmadık yer bırakmıyorlar.
Bu tür ikili ilişkilerin hepsinden gına geldi bana. Her geçen gün biraz daha azalıyor insanlara olan inancım ve saygım. Soğuyorum, tiksiniyorum ve uzaklaşıyorum. Belki işin ucunda büyük bir yalnızlık olacak ama sahtekar olmaktan çok daha iyidir.
İnsanın kendine de saygısı kalmaz diye düşünüyorum hep böyle sahnelere tanık oldukça ama bakıyorum kimse de en ufak bir değişim yok. Herkes halinden memnun. Onlar yaşarken rahatsız olmuyorlar ama ben izlerken dayanamıyorum. Tanık olduklarım karşısında isyan ediyor aklım ve yüreğim. Ne ara bu kadar bozuldu(k) bu insanoğlu diye düşünmeden edemiyorum. Belki de kontrol edemediği nefsinin kurbanı oluyordur insanlar kim bilir...
Sorunlu olan ben miyim acaba diye düşünüyorum hal böyle olunca da. Son zamanlarda biraz zor ve sıkıntılı günlerden geçtiğim için mi bu kadar tahammülsüz oldum bilmiyorum ama artık "sahte" olan hiçbir şeye tahammül edemiyorum gerçekten. Ne sahte sözlere, ne sahte davranışlara ne de sahte insanlara ihtiyacım yok benim. Laf olsun diye verilen sözlere, yürekten gelmeyen niyetlere fazlasıyla doydum. Az olsun, öz olsun ama içten olsun ve buyursun gelsin. Gerisi de kimin olursa olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder